Ergoterapi, (İş, Uğraşı Tedavisi, Occupational Therapy) anlamlı ve amaçlı aktivitelerle sağlığı ve iyilik halini geliştiren kişi merkezli bir sağlık mesleğidir. Ergoterapistlerin çalışma alanlarından bir kısmı aşağıda verilmiştir;
Nörolojik rehabilitasyonda bir ergoterapist öncelikle inme gibi nörolojik hastalık geçiren bireylerin hastalığı geçirmeden önce normal günlük yaşamını devam ettiren sağlıklı kişiler olduğunu bilerek sürece dahil olur. Yani şu an zihninizde belki bir anne belki bir öğretmen belki bir avukat belki de bir öğrenci rolünde olan sağlıklı birini düşünmenizi istiyorum. Sonrada bu kişinin belki basit bir ameliyat sırasındaki komplikasyondan, yüksekten düşmeden veya beyin kanaması gibi sebeplerden hemipleji, tbı veya spinal kord yaralanması gibi nörolojik bir hastalık geçirdiğini düşünün.
Hastalık geçirildikten hemen sonraki süreç şok evresidir. En az kişi kadar bu sürece dahil olan aile yakınları, arkadaşları ve bakım verenleri şok evresindedir. Fakat rehabilitasyon süreci asla geç kalınmaması gereken hatta en iyi geri dönüşleri almak için yoğun bakım odasındayken bile başlaması gereken kritik bir süreçtir. Bizlerde bu yüzden ekip olarak hastanemizde henüz hastalarımızın bilinci kapalıyken hasta odasında başladığımız sürece bireyin günlük yaşamına sosyal hayatına maksimum seviyede yeniden katılımını sağladığı zamana kadar onlara eşlik ediyoruz. Hızlı bir şekilde başlamak için ise aileyle sürekli iletişimde olmak onlara gerçekleşmesi olası süreçleri anlatmak böylece şok evresini olabildiğince kısa atlatıp ileriye bakabilmek çok önemlidir.
Fizyolojik ve/veya anatomik yetersizliği ve çevreye uyumsuzluğu olan kişinin fiziksel, ruhsal, toplumsal, mesleki, özel uğraşı ve eğitsel potansiyelinin en üst düzeye çıkarılarak, kendine ve topluma yeniden kazandırılmasını amaçlayan dinamik bir süreçtir.
Sağlıklı bireylerin yetenek, sorumluluk ve potansiyellerini yansıtan aktivite rutinleri vardır, bu rutinler rolleri oluşturur. Roller kişinin aktivitelerini belirler ve kişiye bir kimlik kazandırır (balerin, çiftçi, anne, öğrenci, çocuk...) Her bir birey biricik, her bir nörolojik hastalık ise kişiye özeldir ve bambaşka bir gelişim göstermektedir.
Örneğin öğretmen rolündeki kişi için yazı yazmak, anne rolünde ki biri için yemek yapmak, cerrah birirsi için neşter kullanmak. Bütün bu kişi için anlamlı aktiviteler rehabilitasyon sürecinde Ergoterapi bakış açısına göre birer amaç ve araçtır. Öncelikle Ergoterapist kapsamlı fiziksel kognitif(bilişsel), psikososyal değerlendirmeleri yapar ve hasta için öncelikleri belirler daha sonrasında hasta ile ortaklaşa hastanın beklentilerine göre rehabilitasyon programı oluşturulur.
Ergoterapi’de hastanın çeşitli hareketleri (Kolunu yukarı kaldırmak, parmağını hareket ettirmek vb.) tek tek nasıl yaptığı değil bu hareketleri günlük yaşamında ihtiyacı olan aktivitelerinde(saçlarını taramak, yazı yazmak, yürümek vb.) nasıl kullandığı önemlidir. Ergoterapi’de hareketler kişi fonksiyonel bir paterni açığa çıkartırken incelenir. Aktiviteler sırasında hareketler arası koordinasyon önemlidir.
Kişi ve toplulukların istedikleri, ihtiyaç duydukları, kendilerinden beklenen aktiviteleri yapabilme becerilerini geliştirerek ya da aktiviteyi ve çevreyi kişilerin katılımını daha iyi sağlayabilecek şekilde düzenleyerek bu amaca ulaşırlar.
Beyinde en çok yer kaplayan ellerimiz ile alakalı sinir hücreleridir. Sonra dudaklar, dil ve gözler gelmektedir.
El ve kol hareketlerine yön veren beyindeki sinir hücreleri, diğer organların sinir hücrelerine göre çok daha fazla olduğu için kol ve ellerin nörolojik hastalık geçirildikten sonra ki süreçte iyileşme süreci daha uzun olmaktadır. Bakıldığı zaman gün içerisinde ellerimizle ve kollarımızla birine sarılma gibi kaba bir hareketten bir iğneye ipliği geçirmeye kadar ince hareketler yaparız. Günlük yaşam aktivitelerimizde de daha dikkatli daha yoğun daha ince çalışma gerekmektedir.
Aslına bakarsanız örneğin inme tablosunda bireyin kol kasında bir güç kaybı ya da yaralanması gibi bir durum yoktur beyinden gelen sinirsel bağlantılarda yani beynin kasa doğru emri vermesinde problem vardır. Bu yüzden nörolojik vakalar beyinde başlamaktadır bu sebeple de beyinde bitecektir. Psikoloik iyi olma hali, irade ve istek bu süreçte en yardımcı etkenlerdendir.
Beynin vücut kaslarını kontrolü, bol tekrarı, imajinasyon dediğimiz zihinde canlandırma beynin problemli olan uzvu bol tekrarla zihinde sanki sağlammış gibi hissetmeye çalışması eski günlük aktivitelerini hala yapıyormuş gibi zihinde canlandırması bile beynin tekrardan öğrenmesi için çok büyük etkendir.
Hazırlayan: Ergoterapist Aybüke ORÇAN
Fizik tedavi ve nöro-rehabilitasyon alanında uzman sağlık personellerinin sunumları, hasta ve hasta yakınlarının tecrübeleri
inme ile mücadele ödül töreni
Öğleden Önce
Öğleden Sonra
"Mucize Organ: Beyin" ve "İnme Sonrası Yeni Bir Yaşam" sempozyumlarımız her yıl gerçekleşmektedir.
© Template Designed and Developed by UIdeck